Tuesday 9 December 2014

İstanbul'un Bitmeyen İnşaatları ve Metro Hatları

İstanbul, Dubai'den sonra gördüğüm en büyük şantiye şu anda. Memleketin her tarafında inşaat yapılıyor. Hem de öyle ufak tefek projeler değil. Nereye baksanız, en yerleşimi yoğun olan yerlerde dahi, mutlaka en az birkaç tane kulevinç görmek mümkün. Kimi bölgelerde birkaç taneden çook daha fazla hem de.

Yaşananların sıradan vatandaş için tercümesi 'daha fazla trafik çilesi' şeklinde özetlenebilir. Bu 'çok özel ve büyük' projelerden konut alanlar için ise en basit şekilde paralarının boşa gitmesi şeklinde söylenebilir. Neden peki? Çok basit: Mesela düzgün ve güvenli ve kaliteli hayat yaşamak isteyen biri evini Bahçeşehir'den alınca, işi çok yakında değilse her gün daha fazla zamanını yollarda geçirecek ve, ne yazık ki, bu durum daha iyiye de gitmeyecek.

Geçenlerde dikine şehirleşmeyle ilgili bir yazı vardı paylaştığım ve başka bir blog yazımda bu konunun ne kadar yanlış olduğunu anlatmıştım. 2 Kasım 2014 tarihli Sabah gazetesinden bir yazıda da bu %20 artışın insanların evlerine gidişlerindeki süreyi ne kadar artırdığına dair bilgi var. Bunlar hep resmi kaynaklardan alınan bilgiler. Bahsetmiştim yine bir önceki yazımda, depreme karşı alınması gereken önlemlere harcanmak amacıyla toplanan vergiler bir önceki hükümetin koyduğu ek vergi olmasına rağmen bu para deprem önlemleri için değil, hükümetin icraat olarak bahsettiği duble yollara harcandı senelerdir. Ve kimi başka yerlere tabii ki. Deprem için ise yine vatandaşı kendisiyle başbaşa bırakıp müteahhitlerin kollarına attılar. Sonuç: Her yıkılan bina için birkaç kat daha yüksek yeni bina. Sonuç:
Ek trafik yükü.
Ek hayatımızdan çalınan ve trafikte geçen zaman.
Ek yakıt masrafı.
Ek hava kirliliği.

Bunlara çözüm olarak da metro yaptığını söyleyen devlet büyüklerimiz var. Metroyla kentin trafik sorunu çözülecekmiş. Peki bakalım başkaları metroyu nasıl çözmüş ve biz nasıl çözeceğiz..

Aşağıda Köln'ün raylı sistem haritasını bulabilirsiniz. Hatlar her ne kadar bu kadar dümdüz gitmiyor olsa da yaklaşık güzergahlar bu şekilde. Açıkca görebileceğiniz gibi hatlar bir uçtan başlayıp diğer uca olabildiğince doğrusal bir hat çizerek gidiyor. Duraklar arasındaki mesafeler de hiç öyle uzun değil. Birçok yerde aynı yerde bir tramvaydan/metrodan inip bir diğerine binebiliyorsunuz.


Bir de Münih'in haritasına bakalım:


Üstteki iki haritada da tüm hatlar yer altından gitmiyor. Şehrin merkezi diyebileceğimiz yerinden çıktıktan sonra yeryüzünden giden bu hatlardan S ile başlayan hatların büyük bir kısmı yeryüzünden giden, durak aralığı daha fazla olduğundan daha uzak mesafelere daha hızlı giden şehiriçi tren hatlarıdır.

İşte burada da İstanbul'un 2019 için öngörülen haritası. Yani vizyonumuz:

Trafiği gerçek anlamda rahatlatabilecek en önemli hat karayolundan gidiyor: Metrobüs. Adında metro var ama gerçekte bildiğimiz otobüs. Biraz daha uzun ve tercihli yoldan gideni. Karayolunu işgal ettiği için daha az araç karayolunu kullanabiliyor. Bu hatlara bakınca bitince gerçekten işe yarayabileceğini düşündüğüm Gebze-Halkalı hattı var. Çünkü bu hat sayesinde bu güzergahtaki birçok insan rahatça işlerine gidebilecekler. Duraklar arasındaki geçişler oldukça fazla zaman aldığı için insanlar bunları çok da tercih etmeye yanaşmıyor. Evinden çıktıktan sonra en fazla 500m yürüyerek metroya varınca metropolde yaşıyor hissedilebilir ama 2019'da dahi böyle birşey gördüğüm kadarıyla öngörülmüyor.

Metro konusunda uzman değilim ama oldukça tembel insanımızın trafikte kalma pahasına sırf fazla yürümemek adına metroyu kullanmayı tercih etmediğini, bu konuda sürekli şikayetçi olduğunu defalarca duydum. Bir de tabii durakta hatlar arasındaki geçişlerdeki yürüyüş mesafelerinin aşırı uzaklığı var. En güzel örnek de sanırım Uzunçayır metrobüs durağı ile Ayrılıkçeşme metro istasyonu arasındaki mesafe. Neredeyse 10dk kadar sürüyor bu aradaki geçiş. Metro yaparken geçişlerin de daha kısa ve pratik olması sanırım en önemli tasarım sorunlarından biri olduğunu kabul etmek gerek.

Üstteki haritaya sürekli farklı açılardan bakmaya çalışmama rağmen hangi mantıkla yapılmış olduğunu anlamakta cidden zorlanıyorum.

No comments:

Post a Comment